Kategoriler
Genel

Biz kimiz?

Bisiklete binmeyi aklının ucuna getiremeyen, “daha bisiklete kadar ben nelerle uğraşıyorum.” diyen; oysa bisiklete binse yaşadığı olumsuzluklardan uzaklaşabileceğine inandığımız kesimleri bisikletlendirmek üzere yola çıktık;

ilk olarak 2008’de, üniversiteli öğrencilere okula bisikletle gelip gitmeyi özendirmek adına İstanbul’un ilk üniversite bisiklet kulübünü kurarak başlayan maceramız; takip eden yıllarda onlarca farklı odak grubu bisiklletlendirecek süreçler ile bugünlere geldi.

Bu süreçler arasında kentsel dönüşüm mahallerindeki çocuklara kendi çocuk bisiklet derneklerini kurmalarına aracı olacak görece akla yatan olanlar da var; devlet yurtlarındaki koruma statüsündeki yabancı (mülteci) çocukların Türkiye’den çocuklarla birlikte Tokyo Paralimpik Oyunları’nda yarışacak takımı kuracağı, hadi canım öyle olur mu ki dedirten zorlu sosyal entegrasyon projeleri de.

Kısacası Engelsiz Pedal; mahalleli kadınların kendi bisiklet tamir atölyelerini, bisiklet kafelerini kuracakları, birbirlerine bisiklet sürmeyi öğretecekleri süreçlerden; Lgbt bireylerin örgütlenip onur sürüşü düzenlemelerini sağlayacak, görme engellilerin kendi bisiklet kulüplerini, takımlarını, derneklerini kurmalarına aracı olacak süreçlere kadar pek çok süreç tasarımıyla, onlarca kesimin kendi bisikletli topluluklarını kurmalarına aracı olmuş ve olmaya devam eden bir yapıdır.

Engelsiz Pedal’ın radarları sürekli açıktır, odağı sürekli değişir; bir bakarsınız bisikletli kuryeliğe el atar, sonra bakar ki konu derya deniz, pes etmez, sadece odağını daha da daraltır; atıksız, vegan ve vejetaryen öncelikli bisikletli yemek teslimatına yoğunlaşır. Projeleri, hareketleri, sürüşleri hep aktüel olaylara göre şekillenir.

Bir bakmışsınız, “Haydarpaşa Garı Gardır Gar Kalacak.” eylemlerine destek olmak amacıyla, tüm engelsiz pedal sürüşleri TCDD’nin meşhur ekspreslerine atıfla Haydarpaşa garından hareketle düzenlenmeye başlanır.

Engelsiz Pedalın derdi, bisiklet camiası içerisinde sahipsiz kalmış grupları örgütlemek veya bir odak grubun bisikletle alakalı faaliyetlerine şemsiye olacak büyük bir oluşuma dönüşmek değildir. Engelsiz Pedal her seferine hiç bisikletle alakası ol-a-mayan bir kesimi odağına alıp bisiklet camiasına dahil etmekle ilgilenir. Amacı, beklenmedik kitlelerin bisiklet ekosistemine dahil olabilmeleri adına triger etkisi oluşturmaktır. Bu noktada odağına aldığı kesimlerin, iş başa düştü diyerek dümene geçmelerini özendirici kendi özgün iletişim yöntemlerini geliştiren Engelsiz Pedal, bugün 20’ye yakın bisiklet grup, inisiyatif ve derneğinin kurulmasına aracı olmuştur.

İlk triger etkisiyle topluluk şekillenmeye başladıktan sonra, su bundan sonra akıp yolunu bulacaktır diyerek Engelsiz Pedal, yeni süreçlere ve yeni odak gruplara yönelerek tarlaya tohum atmaya devam eder, hasadıyla uğraşmaz.

Ama bazen karşısına örgütlenemeyeceği, kendi başına yolunu çizemeyeceği, çeşitli kolaylaştırıcılara ve imkanlara erişemeyeceği bariz gözüken kesimler denk gelir. Onlara başınızın çaresine bakın demez; Bisikletle tanışmaları, bisiklete erişmeleri için canla başla çalışır. Yine de burada bile -hiç mümkün gözükmese dahi- kopma noktasını iyi ayarlamak için uğraşır. Örneğin mülteci çocuğa bisiklet sürmeyi öğrettikten, Türkiyeli çocuklarla birlikte mahallede bisiklete biner hale getirdikten sonra geri çekilir. Ama yalnız bırakamadığı, nasıl bırakacağını henüz çözemediği kesimler de vardır.

Yalnız bıraksın veya bırakamasın, özünde engelsiz pedalın derdi kendi aradan çekilince işlemeye devam edecek hareketler, süreçler, otonomiler tasarlamaktır.

Bu uğurda görme engelliler başta olmak üzere, otizmliler, down sendromlular, şizofreniler, işitme engelliler, felçliler, vertigo veya benzeri denge problemi yaşayanlar, üstün zekalılar, obezler, yaşlılar, hamileler, mülteciler, bisiklet sürmeyi bilmeyenler, bisiklet sürmeyi bildiği halde yıllar sonra binme konusunda çekinceleri olanlar, ben sürmeyi biliyorum ama şehirde binmekten korkuyorum diyenler… Kısaca bisikletin selesine geçme konusunda türlü bahanesi olan onlarca odak gruba ulaşılmakta, pedallar birlikte çevrilince korkuların yersiz olduğu, ön yargıların kırılmasının birlikte çok daha kolay olduğu 10 yılı aşkın bir süredir kanıtlanmaktadır.

İşbu web sitesi, “15 yılı geride bırakan Engelsiz Pedal külliyatından geriye dönük neler olmuş neler” tadında bir dökümantasyon denemesidir.

Kategoriler
Genel

Engelsiz Pedal Derneği Engellilerin Yaşama Entegrasyonu İçin Pedallara Asılıyor

Yazar: Kıvanç Ergun | Haber: Uplifers

Çekmeköy’de daha önce defalarca koştum ve bir görme engellinin Türkiye’nin ilk ultra maratoncusu Bakiye Duran tarafından düzenlenen Çekmeköy Night Challenge’taki 30 km’lik mesafeyi bisikletle kat edeceğini duyunca da şaşırdım açıkçası. Acaba nasıl olacaktı bu? Araştırınca bu işin arkasında Engelsiz Pedal Derneği olduğunu öğrendim.

Onlar, engellilerin yaşama entegrasyonunu kolaylaştırmak için asılıyorlar pedallarına. Kısacası, engelleri aşmak için bisikletleriyle yoldalar!

Engellilere makam şoförlüğü hizmeti

Dernekteki gönüllüler herkesin hayattan eşit derece keyif alması gerekliliğine inandığından, tek başına hareket edemeyecek fiziksel/zihinsel engeli bulunan, bir takım hizmetlere erişmekte zorlananlara, özellikle de çocuklara bisikletle şoförlük yapıyorlar. İşlerini bitirdikten sonra çay bahçesinde birlikte birer çay içmeyi, miniklerle kitap okumayı, bol bol sohbet etmeyi de unutmuyorlar. Bu hizmet şimdilik sadece Kadıköy ilçesi ile sınırlı. ‘Şöyle fiyakalı bir işim olsa keşke’ diyorsanız, hemen başvurun, makam şoförü olun.

Karne hediyesinden sıkı dostluklara

Diyorlar ki; “Derdimiz bisikletin, bir ulaşım aracı olmanın ötesinde engelli engelsiz dostlukların kurulmasını sağlayan bir iletişim aracı olduğunu, o meşhur karne hediyesinin nelere kadir olabileceğini göstermek.”

Kişiye özel bisiklet tasarımı 

engelsiz pedal derneği bisiklet
Engelsiz Pedal Derneği’nin esas amacı engelli kişilere uygun bisiklet tasarlamak.

Makam şoförlüğü yapmak hoşlarına gidiyor olsa da dernektekilerin asıl amacı tek başına bisiklet kullanamayacak kişilerin engeline uygun bisikletler yaratmak. Kişi, yakınlarına “Bugün bisikletle beni gezdirdiler.” yerine “Bugün hanımı da aldım, bisikletle çarşıya indik.” derse, ne mutlu onlara!

Ulaşımı kolay garajlar

Tasarlanacak özel bisikletlerin kolayca ulaşılabilecek Kadıköy rıhtımı gibi noktalarda garajı olacak ve isteyen istediği zaman kullanabilecek. Bisikletlerin teknik özellikleri ve ulaşımla ilgili tüm detaylar şurada.

Tasarımcılara açık çağrı

Eli kalem tutan, kafasında fikirler uçuşan herkes 16 Mart 2016 yani bugün, saat 19:00’da Tasarım Atölyesi Kadıköy’de buluşup, bisikletlerin tasarımı üzerine konuşacak. Vaktiniz ve fikriniz varsa, siz de bir uğrayın isterseniz.

Çekmeköy Night Challenge’ta başarılar

Engelsiz Pedal Derneği üyeleri, sadece fiziksel/zihinsel engellerle değil, aşılabileceğine inandıkları her türlü engele dikkat çekmek için de çalışıyor, etkinliklerde yer alıyorlar. Herhangi bir yarışta makam şoförlüğü yaptıklarını görürseniz, şaşırmayın.

Kategoriler
Ayrımcılık ve farkındalığa yönelik süreçlerimiz Bisikletle aktivizm Göçmenler ve Bisiklet

Sınırsız Pedal

Göçmen, mülteci, sığınmacı, yerli, vatandaş, yabancı… Bir ülkenin topraklarında yaşayan farklı kesimlerden insanı tanımlamak için kullanılan kelimeler ne kadar çeşitlendikçe, insanlar o kadar etiketleniyor ve kategorize ediliyor. Bu etiketlerin ve kalıp yargıların ötesinde; haritadaki sınır çizgilerini alaşağı eden, kelimelerin insanlar arasına koyduğu sınırları kaldıran, iletişimde ve erişimde özgür ve sınırsız bir eşitliği savunan bir bakış açısı benimsiyoruz.

Bisiklet bizim için, bir ulaşım aracı olduğu kadar, toplumdaki farklı kesimlerin sosyal entegrasyonunu ve sosyal uyumunu arttırmak için kullanılabilecek; farklı renkten, ırktan, ulustan, ideolojiden, dilden insanı eşit bir düzlemde yan yana getirebilecek bir iletişim aracıdır. Bisiklet ülkeler, şehirler ve bölgeler arasındaki sınırları ortadan kaldırır. Aynı zamanda insanları; toplumsal etiketlerden ve sınıflardan azade olabilecekleri, yani onları sınırlayan toplumsal statülerden sıyrılabilecekleri bir düzlemde bir araya getirir.

Bu bakış açısıyla on yılı aşkın bir zamandır Türkiye’de yaşayan farklı kesimlerden, uluslardan ve ulusal statülerden insanla birlikte çalışıyor, birlikte yol alııyoruz.

Kadıköy’deki Göçmen Çocuklarla Atölyeler

Kadıköy’de yaşayan göçmen çocukların sıra bisiklete gelmeden önce çözülmesi gereken çok daha temel ihtiyaçlarının olduğunu ve bisikletin bir çocuklar için “bir lüks” olduğunu düşünüyor olabilirsiniz.
Biz öyle düşünmüyoruz.
Bisikleti çocukların mahalledeki diğer çocuklarla kaynaşması için bir sosyal entegrasyon aracı olarak, istedikleri yere gidip gelirken kullanabilecekleri bir ulaşım aracı olarak ve “göçmen” statüsünden sıyrılıp sadece “çocuk” olabilecekleri eşitleyici bir iletişim biçimi olarak öneriyoruz.
Bu amaçla 2018-2019 döneminde, göçmen çocukları bisikletle bir araya getiren pek çok atölye düzenledik. Sele ve gidon ayarı, vites ayarı, fren ayarı, bisikletçi giyimi, bisikletçi beslenmesi gibi pek çok eğitimle birlikte açık havada slackline ve temel sürüş eğitimleri organize ettik.

Tandem Eğitimleri

Baskın toplum düzeni tarafından kamusal alana erişimi kısıtlanmış iki dezavantajlı grup olan göçmenler ile görme engellileri bir araya getirecek, bu toplumsal ve kamusal engelleri birlikte aşmalarını teşvik edecek, birbirlerinin problemlerini anlamalarını ve ortak çözümler üretmelerini mümkün kılacak alanlar yaratmak için çabalıyoruz. Bu amaçla 2018 döneminde, göçmenlere tandem bisiklet eğitimleri vermek ve pedal arkadaşlığı hakkında biliçlendirmek üzere atölyeler organize ettik.

Yerel Basın Haberi

Eski Bisikletler Askıda

İnsanların bir kenara attığı, bodrumda unuttuğu, eskidi diye umudu kestiği bisikletlerden biz umudumuzu hiç kesmedik. 2020’de uzun bir dönem boyunca, insanların artık kullanmadığı, kullanılacak durumda olduğuna inanmadığı, eskidiği için kullanmak istemediği bisikletleri topluyor, tamir ediyor ve sorunsuz çalışır hale getirdikten sonra ihtiyaç sahiplerine dağıtıyorduk. Bisiklet hediye etttiklerimiz çoğu zaman tek başlarına bisiklet alamayacak olan çocuklar ve göçmen çocuklardı.

Bknz: Basın Haberi

Kategoriler
Keşif ve şamata Sürdürülebilir yaşam ve doğa

Yolsuzlukla Mücadele

Karşınızda, Engelsiz Pedal Yolsuzlukla Mücadele Timi!

Haritada gözükmeyen, rotalandırması yapılmamış, dijital haritalara işlenmemiş, keşfedilmemiş, varlığı reddedilen ama var olan yolları, patikaları, geçitleri, dağ tepe ve kalyonları arıyor, buluyor, deniyor ve hayatta kalırsak, size aktarıyoruz.

Her şey daha erişilebilir, daha güzel ve daha fazla sayıda bisiklet yolunu yaratmak için!

Kazdağları’nın Keşfedilmemiş Bisiklet Yolları

Çanakkale ve Balıkesir arasında geniş bir coğrafyaya yayılan Kazdağları, eski adıyla İda Dağları, efsanevi Antik Yunanlı ozan Homeros’un İlyada destanında Bin Pınar olarak söz ettiği, yüzyıllar boyunca pek çok mite ve tarihsel olaya sahne olan bir bölgedir. Yunan tanrısı Zeus’un doğduğu yer olarak pek çok mit ve söylencede adı geçen İda Dağı, ayrıca Truva Savaşı’na sebep olduğu düşünülen; Afrodit, Hera ve Athena arasında yapılan bir güzellik yarışmasının gerçekleştiği, tanrıların Truva Savaşı’nı izledikleri yer olarak bilinmektedir. Bununla birlikte Türkmen ve İran kaynakları’nda, Hıristiyan mitolojisinde; Rum, Sünni ve Alevi söylencelerinde de sıklıkla ismine rastlanılan İda Dağları, bugün hem Türkiye’nin ekolojik yaşam açısından en cazip merkezlerinden biri, hem de pek çok kültürün kavuşma noktası olarak turistik bir hazinedir. Dünyada Alp Dağları’ndan sonra en önemli oksijen deposu olarak tanınan İda Dağı, bünyesinde 800’den fazla bitki türünü barındırmaktadır ve bunların 31 tanesi, Kazdağı göknarı örnek olmak üzere, bölgeye has endemik türlerdir. Bayramiç Yeniköy ve Çamtepe başta olmak üzere pek çok noktada ekolojik yaşam konusunda çalışmalar yapılmakta, ekolojik tarım uygulamaları yürütülmektedir. 2014’den itibaren düzenlenen ekofest ve pek çok kamp alanı olanağı ile Kazdağları ekolojik yaşam arayışındaki gönüllüler için Türkiye’nin en cazip rotalarından biri haline gelmiştir. Öte yandan, bölge içerisinde Sarıkızın Türbesi, Zeus Altarı, Rum ve Türkler ortaklığında kurulan Ayvacık Köyü, Küçükkuyu Zeytinyağı Müzesi, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinde kullandığı 67 gemiyi yaptırdığı söylenen Tahtakuşlar Köyü’ndeki ünlü etnografya müzesi, Şahinderesi Kanyonu gibi sayısız turistik yer bulunmaktadır.

Her seviyeden bisikletçi için Kazdağları’nda bisiklet rotaları oluşturuyoruz:
Nerede kuş gözlemlenir,
Nerede kamp yapılır,
Nerede yokuş var,
Nerede yokuş yok,
Nerede çeşme var,
Hangi mevsimde hangi çeşme akar,
Yolda kalmanız durumunda veya çıkamadığınız yokuş olduğunda sizi kurtaracak kamyoneti veya traktörü olan köylülerin, muhtarların cep telefonu numaraları neler,
Telefonunuz hangi noktada çeker, nerede çekmez,
Hangi mevsimde hangi şifalı bitki ve mantarlar var, nasıl toplanırlar,
Topladığınız bitkinin yağını dağda yaşayan hangi ailenin evinde, çiftliğinde çıkarabilirsiniz,
Bunu size öğretecek gönüllü olarak çalışabileceğiniz çiftlikler hangileri,
Vahşi hayvanlar nerede, karşılaşınca ne yapmalı…
Kısacası Kazdağları bölgesinde bir bisiklet yolu rotası oluşturmak için, her şeyin çetelesini tutuyoruz.

OSM’ye eklediğimiz toprak bir yolun, aynı hafta Komoot ve Strava gibi navigasyon uygulamalarında görünür hale gelmesi bizi heyecanlandırdı. Bu konuda çalışmaya ve yeni yollar keşfetmeye devam ediyoruz.

Kategoriler
Ayrımcılık ve farkındalığa yönelik süreçlerimiz Kamusal alanda bisikletle sanat

Engelsiz Pedal Festivalleri

1. Engelsiz Pedal Festivali

2013’te ilk defa, “Engelsiz Hayata Pedal Çevir” sloganıyla, engelliler için özel olarak üretilen bisikletlerin alınması amacıyla; Mabel Matiz, Luxus, Niyazi Koyuncu, Ali Altay, Çima, Yasemin Göksu, Volkan Arslan ve Caner Çelik’in sahne alacağı dev bir konser organize ettik.

Bu yıllarda en çok odaklandığımız süreçlerden biri Makam Şoförlüğü idi. Dolayısıyla kasalı bisikletlerimizin ve tandemlerimizin sayısını arttırabilmek için, hem bilinirliğimizi arttıracak, hem bisiklet severleri sanat aracılığıyla bir araya getirecek, hem de bisikletlerin maaliyetlerinin karşılanmasını sağlayacak bir etkinlik tasarladık.

Etkinliğin Facebook Sayfası

Programımız şöyleydi:
17.45 – 18.00: Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Önünde Toplanma
18.00 – 18.30: ÇİMA ile bisikletli temaşa
18.30 – 19.00: Ahmet Mumcu’nun tur anıları eşliğinde, Kardan Bisikletçiler
19.00 – 19.15: Gürsel Akay ile “Bisikletçinin Beslenme Rehberi”
19.15 – 20.00: Bisikletin için tasarla
20.00 – 20.45: Luxus konseri
20.45 – 21.00: Caner Çelik konseri
21.00 – 21.30: Klasik bisiklet müzayedesi
21.30 – 22.15: Ali Altay konseri
22.15 – 22-30: Türkiye BMX şampiyonundan özel gösteri
22.30 – 22.45: Yasemin Göksu konseri
22.45 – 22.55: Bisiklet filmleri özel gösterimi
22.55 – 23.00: Tek Teker Arif’in kardeşi Serkan’dan özel gösteri
23.00 – 23.45: “Karadeniz Esintisi”: Niyazi Koyuncu, Volkan Arslan, ÇİMA

ÇİMA İle Bisikletli Temaşa

Karadeniz’in hırçın sesi ÇİMA grubunun sanatçılarını kasalı bisikletlere oturttuk, bir kasada tulum, birinde dümbelek, bir diğerinde kaval… Hayde gidelum hayde! Kadıköy barlar sokağında, rıhtımda ve muhtelif yerlerde şarkılar söyleyerek, bağıra çağıra sürdük, el ilanları dağıttık, meselemize dikkat çekmek için kamusal alana çıktık.

Bisikletin İçin Tasarla(Bir Kez Daha)

Artık bisiklet, bir spor aktivitesi ya da ulaşım aracı olmanın ötesine geçmiş durumda. Giyilen elbiseler veya sahip olunan nesneler insanların kişiliklerini yansıtırken, bisiklet de bu unsurlardan biri haline geldi.
İstanbul Design Week kapsamında ilki daha önce düzenlenen Bisikletin İçin Tasarla etkinliğinin ikincisinde; deri, ahşap, metal, kumaş gibi malzemelerle, katılımcılara bisikletlerini nasıl kişiselleştirebilecekleri üzerine, dev perdeye yansıtılan görüntüler eşliğinde bir sunum gerçekleştirdik.

Klasik Bisiklet Müzayedesi

Sıfır durumdaki ve 1980’lerden beri kutularında bekleyen Peugeut, Gazelle, Kettler marka bisikletlerin açık arttırma usulü satılacağı bir müzayedenin gerçekleştirdik. Müzayededen elde edilen gelir, ihtiyaç duyduğumuz bisikletlerinin alımında kullanıldı.

Gösteri: Tek Teker Arif’in Kardeşi Serkan

Videoları youtube’da izlenme rekorları kıran, Motorunu tek teker üzerinde süren Arif’in annesi, oğlunun başına bir şey geleceğinden korkmaktadır ve diğer oğlu Serkan’ın da abisi gibi motor müptelası olmaması için Serkan’a motorsiklet yasağı getirilir. Abisinin damarlarındaki kandan güç alan Serkan, bisikleti tek teker üzerinde kullanmaya, bisiklete ters binmeye, bisikletin üzerinde türlü numaralar yapmaya başlar, Ne de olsa o, tek teker Arif’in kardeşidir.

2. Engelsiz Pedal Festivali

Engelsiz Pedal’ın ikinci festivali, ilkinde olduğu gibi engellilerin kullanımına uygun bisikletleri temin etmek amacıyla 2014’te, Beyoğlu Bronx’ta gerçekleşti.

Etkinliğin Facebook Sayfası

Engelsiz Pedal Burhaniye Bisiklet Festivali

Kategoriler
Ayrımcılık ve farkındalığa yönelik süreçlerimiz Bisikletle aktivizm

Ekofeminizm ve Bisiklet

Keyifli bir yürüyüşten başka en çok tandem bisikletimle bir gezintiden hoşlanırım. Rüzgârın yüzüme esişini ve demir atımın üzerindeki yaylanmayı hissetmek muhteşem bir duygu. Havanın içine doğru ani bir şekilde hücum etmesi, nefis bir güç ve neşe hissi veriyor; nabzımı dans ettiriyor, kalbime şarkı söyletiyor adeta.
Helen Keller, “kör, sağır ve dilsiz” pedagog, aktivist.

1970’li yıllarda ortaya çıkan ekofeminizm hareketi, kadınların sorunlarıyla ekolojik sorunları bir arada ele alarak “kadınların dünyayı kurtarmak için önderlik edeceği ekolojik bir devrim” düşüncesini savunur.
Ekofeminizmin iki temel ilkesi vardır; birincisi kadın ve doğanın birbirine tarihsel olarak yakın olduğu önermesidir, ikincisi ise ataerkil kapitalist sistemin kadının ve doğanın sorunlarından sorumlu olduğu tespitidir. Dolayısıyla hem kadınların sorunlarının hem de ekolojik sorunların çözülebilmesi için ekofeminizm, erkek gücünün yerine toplumsal cinsiyete dayanmayan eşitliği baz alan, kadınların liderliğinde başlatılacak ekolojik bir devrim önerir.

Bu açıdan Engelsiz Pedal, toplumsal cinsiyet rollerine bağlı olmayan bir eşitlik içinde gerçekleşmesi gereken bu devrimin araçlarından, enstrümanlarından biri olarak bisikleti gündeme getirir. Çünkü bisiklet; sürdürülebilir yaşam, evrensel tasarım ilkelerine göre inşa edilen kentsel tasarımlar ve doğayla entegre olmuş bir toplumsallık için düşünülebilecek en mükemmel, en basit ulaşım aracıdır. Ve aynı zamanda bisiklet, kadınların kamusal alana erişimlerini arttırabilecek, bağımsızlaşmalarına ve inisiyatif almalarına destek olacak, sosyal uyumu arttıracak bir özgürleşme aracıdır.

Kısacası hem ekolojik bir devrim, hem de toplumsal cinsiyet normlarını alt üst edecek bir değişim için bisikleti;
Bu değişimi birlikte tasarlamak, hissetmek ve anlamak için tandem bisikleti;
Ekofeminizmin vadettiği ütopyaya, pedal çevirerek yol almayı savunuyoruz.

Kadın Kadına Pedal Arkadaşlığı

Süreçlerimizi tasarlamaya başladığımız ilk andan beri, kadınların bisikletle ve özellikle tandem bisikletle tanışmasının ne kadar önemli olduğunun, toplumsal olarak kamusal alana erişimi kısıtlanmış iki grup olan engellilerin ve kadınların birlikte pedal çevirmesinin özgürleştirici gücünün ve dolayısıyla, kadın kadına pedal arkadaşlığının gerekliliğinin farkındayız.

Nefise Aktaş ve Gizem Üstüner

Tandem üzerinde birlikte pedal çeviren Engelsiz Kızlar, Çiğdem ile Gaye’nin hikayesine göz atın.

Kadınların bisikletle tanışmasına aracı olmak, tandem üzerinde bir araya gelebilecekleri alanlar yaratmak, kadın inisiyatifini öncelemek ve kadınların kadınlarla pedal arkadaşı olmalarına zemin hazırlamak için pek çok organizasyon tasarlıyoruz. İşte bazı örnekler!

Kadın Kadına Yol Arkadaşlığı Eğitimleri

2017-2018 döneminde, o zaman “yol arkadaşlığı” olarak kavramsallaştırdığımız pedal arkadaşlığı sürecimizi kadınları önceleyen, kadınların kadınlarla birlikte pedal çevirebileceği bir yapı haline getirmek için Tasarım Atölyesi Kadıköy işbirliğiyle pek çok eğitim, workshop ve temaşa düzenledik. Bu etkinliklerde bir araya gelen pek çok kadın Engelsiz Pedal’ın turlarına kendi bisikletleriyle katıldı, engelli kadınlarla birlikte tandem sürüşlerine çıktı ve topluluğumuz içinde inisiyatif aldı.

Etkinliklerimizden birinin Facebook sayfası

Kadın kadına pedal arkadaşlığı: Bisiklet festivaline giderken tandem nasıl hazırlanır?

Tandem Üzerinde Kadın Kadına

İşin teorik kısmını Tasarım Atölyesi’nde düzenlediğimiz eğitimlerde tartıştıktan, konuştuktan, kurguladıktan sonra, kadın pedal arkadaşlarımızın tandem üzerinde bir araya geleceği, birbirlerine öğretecekleri ve birbirlerinden öğrenecekleri uygulamalı buluşmalar organize etmeye başladık.

Moda Sahili’nde, Moda tenis kortunun yanındaki çimlerde, tandem bisiklete binmek isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyen veya kendine birlikte pedal çevirecek kadın pedal arkadaşları arayan kadınların bir araya geldiği buluşmalarımızın ardından kadınlar, birbiri ardına bisiklet festivallerine, turlara ve gece sürüşlerine gitmeye başladılar.

Etkinliklerimizden birinin Facebook sayfası

Kadın Kooperatifleri ile İşbirlikleri

Engelsiz Pedal Derneği’nin kadın pedal arkadaşlarının öncülüğüyle, insana ve doğaya saygılı üretim yapan kadın kooperatifleriyle işbirliğine gittik. Kadınların el emeği üretimlerini, İstanbul içerisindeki çeşitli noktalara en ekolojik araç olan bisikletlerimiz ile ulaştırmak üzere rotalar tasarladık.
Bu işbirliklerinin ilk örneği, 2017 yılında teslimatlarını bisikletlerimizle gerçekleştirdiğimiz Yırca Hanımeli El ve Ev Ürünleri idi.

Sevgi Evlerindeki Kadınlara Tandem Eğitimleri

Birlikte çalıştığımız, bisiklete bindiğimiz ve daha güçlü, daha özgür bir gelecek için pedal çevirdiğimiz dezavantajlı kadın gruplarından biri de sevgi evlerinde kalan kadınlardı.

Bütün Kadınlar Çimde Yogaya

Bisiklet üzerinde çimden bir kadın görseli

2018’den bu yana sahillerde, parklarda, bahçelerde ve aklımıza gelen her yerde, yani alışıldık yoga stüdyolarının dışında, herkesin birlikte yoga yapabileceği etkinlikler düzenliyoruz.
Hem eğlenmek, hem öğrenmek, hem ve yeni insanlarla tanışmak için sürdürdüğümüz Çimde Yoga etkinliklerini, aynı zamanda kamusal alanı bisiklet ve yogayla dize getirmek, bu alanı birlikte keşfetmek için harika bir fırsat olarak görüyoruz.
Bu etkinlikleri kamusal alana erişimi kısıtlanmış bütün insanların, örneğin kadınların, farklı engel gruplarından kişilerin veya göçmenlerin eşit şekilde faydalanabileceği, rahatça bir araya gelebileceği, yoga yaparak rahatlayabileceği, belki sonunda tandem üzerinde pedal arkadaşları haline gelebileceği bir tür oryantasyon olarak tasarlıyoruz.

Dolayısıyla Çimde Yoga etkinliklerimizin bir parçası, etkinliklere gelen insanların bisikletle ve özellikle tandem bisikletle tanışması.
Bu bağlamda, kamusal alana erişimi engellenen gruplardan biri olarak gördüümüz, örneğin dilediği saatte dışarı çıkarken tereddüt eden, yoga yaparken veya bisiklete binerken ne giyeceği konusunda kaygılanan, belki de hep “bisikletin erkek işi bir şey” olduğu söylemiyle karşılaşan kadınların Çimde Yoga etkinliklerimizde çoğunlukta olmasına önem veriyoruz. Çimde Yoga aynı zamanda kadınların bir araya geldiği, deneyim aktarımı yaptıkları, yoga ve bisiklet denedikleri, tandem üzerinde birlikte bisiklet sürerek pedal arkadaşı olabildikleri bir açık alan olsun istiyoruz.

Kategoriler
2018 Yoga ve Bisiklet

Çimde Yoga

2018’dan bu yana, bisiklet ile yogayı birbirine entegre eden ve birbirinin tamamlayıcısı iki aktivite olarak konumlandıran süreçlerimizin bir parçası olarak, çimde yoga yapıyoruz!

Yoganın sadece yoga stüdyolarında ve stabil alışıldık mekanlarda değil çimlerde, sahilde, parklarda, ormanlarda, kısacası kamusal alanın her noktasında yapılabilecek bir şey olduğuna inanıyoruz.

Çimde Yoga etkinliklerimizle her hafta, yağmur çamur demeden, yoga eğitmenleriyle yoga yapmak isteyen insanları Moda2 Sahili’nde bir araya getiriyoruz. Haftanın bir günü Nefes Yoga’dan gönüllü yoga eğitmenleri, Moda çimlerinde yoga yapmak isteyenlere rehberlik ediyor.

Hem eğlenmek, hem öğrenmek, hem ve yeni insanlarla tanışmak için sürdürdüğümüz Çimde Yoga etkinliklerini, aynı zamanda kamusal alanı bisiklet ve yogayla dize getirmek, bu alanı birlikte keşfetmek için harika bir fırsat olarak görüyoruz. Bu etkinlikleri kamusal alana erişimi kısıtlanmış bütün insanların, örneğin kadınların, farklı engel gruplarından kişilerin veya göçmenlerin eşit şekilde faydalanabileceği, rahatça bir araya gelebileceği, yoga yaparak rahatlayabileceği, belki sonunda tandem üzerinde pedal arkadaşları haline gelebileceği bir tür oryantasyon olarak tasarlıyoruz.

Ama Çimde Yoganın misyonu, bununla sınırlı değil.
Yoganın öncesinde ve sonrasında, isteyen herkese normal bisiklet ve tandem bisiklet sürüşünü öğrettiğimiz spontane atölyeler düzenliyoruz.
Bir denge çalışması aracı olarak bulunduğumuz yere slackline kuruyor ve isteyen herkesin denemesi için alan yaratıyoruz.
Bunun yanında patlak lastik yamama atölyeleri, tek tekerli(unicycle) bisiklet sürüş eğitimi, longline ve trickline eğitimleri, jonglörlüğe giriş eğitimleri gibi pek çok alternatif atölyenin hazırlanmasına önayak olarak Çimde Yoga’yı bir tür buluşma, yeni şeyler deneyimleme, birlikte öğrenme süreci haline getiriyoruz.

Kategoriler
2018 Ayrımcılık ve farkındalığa yönelik süreçlerimiz Bisiklet sporunu geliştirmeye yönelik süreçlerimiz Yoga ve Bisiklet

Yogasiklet

Bisiklet ve yogayı, birbirini tamamlayan ve birbirini gerekli kılan aktiviteler olarak görüyoruz. Bisiklet bol hareket gerektiren, özellikle bacak kasları kısaltan bir aktivitedir. Günlük hayatında bu tarz hareketlere alışık olmayanlar, hareketli ve sportif bir hayat sürmeyenler için kontrolsüz bisiklet kullanımı zararlı sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla yoga, kasları esneten ve uzatan hareket pratikleriyle, bisikletin tamamlayıcısı olarak konumlandırılabilir.

Bisikletle yapılacak Yoga pozları; sürüş öncesinde ısınma ve esneme, sürüş sonunda soğuma ve gevşeme hareketleri olarak uygulanabilir .
Bu nedenle bisiklet ve yogayı birlikte kavramak, birbirine entegre etmek için çeşitli süreçler tasarlıyor, alanlar yaratıyoruz.

Hara Yoga’da Yogasiklet

Engelsiz Pedal’ın 2018 dönemindeki en önemli odaklarından biri, Paralimpik Oyunlar’a tarihinde bir kere bile paralimpik bisikletçi göndermemiş olan ülkemizin yazgısını değiştirmek için 2020 Tokyo olimpiyatlarına hazırlanmaktı. Bu amaçla, 20 kadar paralimpik bisikletçi, sıkı bir antrenman programı uyguluyordu. Bisiklet antrenörleri tarafından kurgulanan bu antrenman programı yoga, meditasyon, müzik, masaj, yelken, kürek gibi destekleyici aktiviteler ile destekleniyordu. Bisiklet üstündeki antrenmanların ayrılmaz bir tamamlayıcısı olarak, haftada en az iki gün 10’ar kişiden oluşan iki ayrı grup, Hara Yoga’da yoga yapıyorlardı.

Asana adı verilen yoga pozlarını, sürüş öncesi esneme, sürüş sonrası soğuma amacıyla da kullanıyor; pratiklerini arttırdıkça güçlenen omurgalar sayesinde, olası bir kaza durumunda oluşabilecek yaralanma risklerini de azaltıyorlardı.
Yoga’nın ayrılmaz parçası nefes çalışmaları sayesinde, birlikte pedal çevirdikleri arkadaşları ile tandem bisiklet üzerinde tek vücut, bir nefes olmayı öğreniyorlardı.
Meditasyon çalışmaları ile anda kalmayı, yavaşlamayı, yavaşladıkça çoğalmayı ve çoğaldıkça olgunlaşmayı araştırıyorlardı.

Bu çalışmalardaki bir başka hedefimiz ise normal bir yoga sınıfındaki akışı izleyemeyecek durumdakilerin, söz gelimi görme engellilerin, yoga eğitmenlerinin ve birlikte tandem sürdükleri pedal arkadaşlarının yönlendirmesi ile asanaları yapabilir, lotus adı verilen meditasyon oturuşuna geçebilir hale gelmesiydi.

Esra Kapucuoğlu’nun yogasiklet hakkında yazdığı anı bloğunu okumak için tıklayın.

Yoga Stüdyolarında Sunumlar

Bisiklet ile yogayı birlikte ele almak için tasarladığımız süreçlerin ikinci bir adımı olarak;
Yoga stüdyolarındaki insanları bisiklete ve tandem bisiklet üzerinde pedal arkadaşlığına özendirmek,
Yoga ile bisikletin bir arada yapılması gereken aktiviteler olduğunu savunmak,
Çeşitli engel gruplarından insanların yoga stüdyolarına erişimini arttırmak ve yoga derslerine katılımını sağlamak amacıyla yaptığımız sunumlardır.

Kategoriler
Keşif ve şamata

Ekspresler

2017’den bu yana!
Tandem bisikletlerin “lokomotif” olduğu,
Tek başına bisiklet sürecek durumda olmayanların kazana kömür atan “ateşçi” olduğu,
Lokomotife yön verenin “makinist” olduğu,
Katılan diğer bisiklet severlerin üstlendiklere rollere göre; örneğin rotayı hazırlayanın “makasçı” olduğu,
Katılımcıların takibini üstlenenin “kondüktör” olduğu,
bisikletindeki tur heybelerinde katılımcıların eşyalarını taşıyanın “yük vagonu” olduğu,
evinde sandviç türü atıştırmalıklar hazırlayanın “yemek vagonu” olduğu…
kar kış kıyamet demeden hep birlikte çufçufladığımız seferler, ekspresler tehirsiz devam ediyor.

Ekspreslerin çıkış moktası, o dönem kent aktivistleri tarafından başlatılan “Haydarpaşa gardır, gar kalacak.” hareketine destek vermektir. Bu nedenle ekspreslerimiz önceleri Haydarpaşa’dan kaldırılmış, sonraları ulaşım ve buluşma açısından daha kolay olan Tasarım Atölyesi Kadıköy başlangıç noktası haline gelmiştir.

Zorluk derecelerine göre sınıflandırdığımız, günü birlik veya daha uzun sürelerle rotalandırdığımız ekspresler sayesinde, hayatında hiç tandem kullanmamış onlarca kişi, birbirlerinin pedal arkadaşı olarak Engelsiz Pedal süreçlerinin bir parçası oldu.
Özellikle her haftasonu düzenlediğimiz ve daima Kadıköy’den hareket eden şehir içi ekspresler, iş günlerinde bisiklet sürüşüne vakit bulamayanlar tarafından büyük ilgi gördü.

Kanlıca ve Beykoz Ekspresi gibi şehir içi seferlerle,
Ana gayenin çorbacıya gitmek olduğu Kellepaça Ekspresi gibi tematik seferlerle,
Anadolu içlerine keşif turları düzenlediğimiz Frigya Ekspresi gibi seferlerle
yol almaya devam ediyoruz! Aşağıda, ekspreslerimizden bazı örnekler bulabilirsiniz.

Kanlıca Ekspresi

Haftasonu Ekspresleri

Ekim 2017-Şubat 2018 döneminde her haftasonu, cuma geceyarısından başlayarak, minimum iki tandem ve birer yancı bisikletle, İstanbul’un farklı rotalarına pedallıyorduk.

Belgrad Ormanı Ekspresi
Ya da Bir Demet İstanbul

Kadıköy TAK’tan yola çıkıp, vapurla Beşiktaş’a geçtik. Güzel havanın tadını çıkararak pedallamaya başladık.

Beşiktaş’tan Sarıyer’e kadar devam eden sıkıcı sahil şeridi bizi Belgrad Ormanı’nın girişine kadar ulaştırdı. Tatlı inişli çıkışlı ve kıvrımlı yol boyunca bir yanda kuş cıvıltıları bir yanda yüzümüzde dans eden esinti, bizi Kemerburgaz sırtlarına kadar götürdü. Önümüze çıkan ilk mesire alanında kısa bir mola verip, depolarımızı doldurduktan sonra tekrar yola koyulduk.

Cengizhan’ın ‘cennete giden yol’ tanımlaması yaptığı orman içinde, her pedala basışta mutluluk katsayımız artıyordu. Öyle ki rüzgar bile bu mutluluğumuza kayıtsız kalmadı, arkamızdan esmeye başladı. Her şey bizim lehimizeydi, ta ki dönüş yoluna geçene kadar.

Dönüş yolunda bizi etkisi altına alan yağmur, Tarabya dolaylarında rüzgarla birlikte şiddetini bir hayli arttırarak bizi zorladı. Yeniköy civarında da tandemimizin lastiği patladı.Lastiği hemen yama yapıp, terimiz soğumadan tekrar yola koyulduk. İlerledikçe yağmur bulutları üzerimizden uzaklaşıyor, güneş yüzünü bize gösteriyordu. Emirgan’a geldiğimizde ise katman katman renklere bürünmüş gökkuşağını seyrederek Bebek’e kadar ilerledik. Beşiktaş’a doğru araç trafiğinin bizi bir hayli bunalttığı anlarda ise; ‘Arabadan in, bisiklete bin’ sloganını bağıra bağıra insanların kulağına yapıştırmayı ihmal etmedik.

Kadıköy-Belgard Ormanı: 54 km

Ovacık-Ağva Ekspresi

Perşembe Ekspresi

Frigya Ekspresi


Engelsiz Nağmeler Frigya Ekspresi Yayını
Kategoriler
2016 Bisikletle aktivizm Kamusal alanda bisikletle sanat Kamusal değerlere yönelik bisiklet turlarımız

Hafızaya Pedal

Bisikletlerimizle, unutulanların ve unutturulanların izindeyiz.

“Hafızaya Pedal” temasıyla toplumsal belleğin, kent belleğinin, hafıza mekanlarının, ötekileştirilen tarihin, silikleştirilen değerlerin izinde, görünmeyenleri görünür kılacak hafıza sürüşleri organize ediyoruz.

Çünkü bizi bir arada tutanın kentsel kamusal alandaki değerlerimiz olduğuna inanıyor ve önünden geçtiğimiz ama farkına varmadığımız, bilinmeyen, unutulan, unutturulanların izinde, “hafızaya pedal” çevirmek; bunu yaparken sporu, sosyalleşmeyi aradan çıkarmak istiyoruz.

Bunu yapmak için; hafıza mekanları, kent tarihi ve toplumsal bellek konularında çalışmalar yürüten STK’lardan yardım alarak, gidilecek mekanları ve görünmeyenleri görünür kılacak anlatıcıları belirliyoruz. Sonra buluşma yerinde (Örn: Kadıköy Kalamış Parkı’nda) buluşarak önceden çizilmiş rotamız üzerinde pedal çevirmeye başlıyoruz. Belirlenen mekanların önünde durduğumuzda, anlatıcı kişi mekanın hikayesi, hafızası üzerine sürüştekilere bilgi veriyor. Böylece bu mekanların, hikayelerin ve yaşanmışlıkların, “bisiklet üzerinde bir kaydını” tutmuş oluyoruz.

Hafızaya Pedal Facebook Sayfası

Studio-X Etkinliği: Tuvalimiz Kadıköy Fırçamız Bisiklet

Engelsiz Pedal Derneği, Kadıköy Akademi ve Tasarım Atölyesi Kadıköy işbirliğiyle, 25 MAYIS 2016’da, Studio-X’te hafızaya pedallamakla ilgilenen herkesi bir araya getiren bir etkinlik düzenledik.

Bu etkinliğin amacı, ” harita üzerinde anlamlı şekiller oluşturacak şekilde pedal çevirme sanatı, Strava Art” olarak anılan sürecin yaratıcısı Amerikalı sanatçı Stephen Lund’un izinde, haritada Kadıköy kent hafızasını diri tutacak görseller çıkaracak rotalar hazırlamaktı. Strava Art özelinde çizdiğimiz rota örneklerini aşağıda bulabilirsiniz.

Strava, Endomondo, NikeRun, SportsTracker, MapMyRide gibi spor takip uygulamaları, yürürken, koşarken veya bisiklete binerken kaç kalori yakıldığını, ne kadar yol gidildiğini, ortalama hızı, haritada izlenen yol gibi her tür bilgiyi kullanıcılarına gösteriyor. Biz Hafızaya Pedal süreci kapsamında, bisikleti gelişi güzel yönlendirmek yerine, “bu uygulamaları kullanarak haritada nitelikli görseller elde etmek üzere pedal çevirmeyi” hedefledik.

Bu nitelikli şekil ve rotaları tasarımcılar, hayal gücü tavan yapanlar, altıncı hissi kuvvetliler, bakmak ile görmek arasındaki farkı bilenler yani bütün ilgililer ile birlikte, Studio-X’teki etkinliğimizde tartıştık ve kurguladık.

Etkinliğin Facebook Sayfası

Strava Art hakkında daha fazla şey okumak için tıklayın.

Çerkes Soykırımını Hatırlıyoruz

21 Mayıs, Çerkeslerin sürgün ve soykırım günü!
1864’te, Çarlık Rusya’ya karşı verdikleri savaşı kaybeden Çerkesler, tarihin en büyük ve en trajik sürgünlerinden birine maruz bırakıldılar. Sürülenlerin sayısının 1,5 milyondan fazla olduğu, onbinlerce Çerkes’in sürgün yollarında öldüğü biliniyor.
Halen, dünyadaki toplam Çerkes nüfusunun %80’i diasporada yaşıyor. En büyük Çerkes nüfusu ise Türkiye’de. Suriye, Ürdün, Mısır, İsrail gibi ilk yerleşim bölgeleri dışında, sonradan yer değiştirmelerle birlikte bugün dünyanın pekçok ülkesinde Çerkesler varlar, yaşıyorlar.
Her yıl, Çerkes soykırımını hatırlamak ve hatırlatmak için 21 Mayıs’ta pedal çeviriyoruz.

2016 21 Mayıs’ında Çerkes soykırımını hatırlamak için düzenlediğimiz programın ayrıntıları şöyleydi:
-Sürüş sırasında Çerkes soykırımına dair anlatımlar yaptık.
-Kadıköy’deki Çerkes varlığğını, Çerkeslerin işlettiği mekanları Keşfettik.
-Sürüş boyunca Adige bayrakları kullandık.
-Sürüş sonunda İstanbul Kafkas Kültür Derneği’ne Geçerek Soykırımla ilgili özel bir tiyatro oyununu izledik.

Bu sürüşte, bir Strava Art pratiği olarak haritada sürgünün yapıldığı yıl olan 1864 yılının şeklini çizdik.

Strava Art Şekil Görseli

Mahir Çayan’ı Hatırlıyoruz

Onları hatırlamak ve hatırlatmak için, Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürüldüğü Tokat Niksar’da bulunan Kızıldere Köyü’ne pedal çevirdik.

Hikayeye kısaca değinmek gerekirse olay şöyle: Mahir Çayan ve arkadaşları, 26 Mart 1972’de Ünye’de, NATO’ya ait radar istasyonunda çalışan iki Kanadalı ve bir İngiliz teknisyeni kaçırırlar ve karşılığında Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın serbest bırakılmasını isterler. 28 Mart 1972’de, rehinelerle birlikte Tokat Niksar’ın Kızıldere köyü muhtarının evinde kalmakta olan arkadaşlarının yanına giderler. Grup, 30 Mart 1972 günü muhtarın evinde askerler tarafından ablukaya alınır. Burada, ablukanın sonunda eve giren askerler tarafından vurularak öldürülürler.

Mahir Çayan hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın.

19 Mayıs’ı Hatırlıyoruz

19 Mayıs 1919’da milli mücadeleyi başlatmak üzere Samsun’a giden Mustafa Kemal, 16 Mayıs’ta İstanbul’dan yola çıkarak Bandırma vapurunu kullandı.

Strava Art ile biz de 2019’da, Mustafa Kemal’den tam yüz yıl sonra, İstanbul’dan bisikletlerimizle yola çıkarak haritaya Bandırma Vapuru’nun şeklini çizdik.

Bandırma Vapuru şekli

Çanakkale’yi Hatırlıyoruz

2009’dan bu yana, mayıs ayı geldiğinde, İstanbul’dan 482 kilometre boyunca Çanakkale’ye pedal çeviriyoruz.
15 Mart’ta tandemlerle, Çanakkale şehitlerini anmak için Kadıköy’den yola çıkıyor, soluğu 18 Mart’ta Çanakkale Şehitliği’nin önünde alıyoruz.

Sadece Çanakkale’de ölen Türk askerleri değil, Avustralya başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden savaşmak için Türkiye’ye getirilen Anzak askerlerini de hatırlıyoruz. 25 Nisan Anzak gününde, bisikletlerimiz üzerinde Çanakkale’deyiz.

Eski Fikirtepe’yi Hatırlıyoruz

Hafızaya pedallamak, bizim için sadece bir anma biçimi veya aktivist bir süreç değil. Aynı zamanda kentin eski dokusunu keşfetmek, eski formunu hatırlamak ve değişimin izini sürmek için de sokaklarda pedal çeviriyoruz.

2019’da tandem bisikletlerle Yeldeğirmeni, Hasanpaşa, Fikirtepe, Göztepe, Ünalan, Küçük Çamlıca, Acıbadem, Validebağ ve Koşuyolu güzergahında bir sürüş gerçekleştirerek kentin değişen çehrelerini keşfettik ve kentsel dönüşümün izlerini sürdük. Odağımızda, büyük bir kentsel dönüşüm çalışmasına tabi olan Fikirtepe vardı.

Basın Haberi: Kentin Hafızasına Pedal Çevirdiler