Kategoriler
Kentsel tasarım ve bisiklet Sürdürülebilir yaşam ve doğa

Sürdürülebilirliğe Pedalla

Dijitalleşmenin, makineleşmenin ve kentleşmenin giderek arttığı günümüz dünyasında bisiklet, herkesin anlayabileceği basit tasarımı ve yüzyıllardır hiç değişmeden kalan yapısıyla sürdürülebilir ulaşımın vazgeçilmezlerinden biridir. Doğaya hiçbir koşulda zarar vermeyen, zararlı bir yakıt kullanmayan bisikletin aynı zamanda doğaya entegre olmaya, doğayla birlikte ve doğanın içinde yaşamaya da imkan sağladığına inanıyoruz.

Bu nedenle sürdürülebilirlik, geri dönüşüm(recycle) ve yukarı dönüşüm(upcycle) her zaman çok önemsediğimiz, çalışmalarımızın her alanına mümkün olduğunca entegre ettiğimiz, ilkelerimizle bütünleştirdiğimiz süreçlerdir. Biz on yılı aşkın süredir bisikletli ulaşımı geliştirmek için uğraşıyor, resmi ve sivil kuruluşlarla işbirlikleri yapıyor, projeler üretiyoruz. Bisiklette kullanılan malzemelerin(kopmuş zincirler gibi) dönüştürülmesi, materyallerin atık yerine ürün haline getirilmesi için devamlı workshoplar düzenliyor, çalıştaylara katılıyor ve kamusal alanda, sürdürülebilir bir yaşam için sürdürülebilir kentsel tasarımların, bisikletli ulaşımın, atık yönetiminin savunuculuğunu yapıyoruz. Aşağıda, süreçlerimizden birkaç farklı örneği bir araya getirdik.

Çalıştaylar

Adalar Sürdürülebilir Ulaşım Çalıştayı: Adalarda bulunan ulaşım sorunlarının tespiti ve çözüm önerilerini tartışmak üzere Büyükada’da WRI Türkiye öncülüğünde düzenlenen Adalar Sürdürülebilir Ulaşım Çalıştayı’nın katılımcılarından biriydik. Çalıştay boyunca, bisikletin adadaki ulaşıma entegre edilmesi ve bisikletli ulaşımın ada hayatının her alanına adapte edilmesi için fikirlerimizi paylaştık.

Çalıştay hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın.

2017’de Don Kişot öncülğünde gerçekleştirilen Bisiklet Ve Kent Çalıştayı’ndeydık:

Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu 2017: WRI öncülüğünde düzenlenen sempozyumda, geleceğin şehirlerinde yaşam kalitesini arttıracak bir çözüm olarak bisikleti tartıştık.

Daha fazla bilgi için tıklayın.

Zımparasiklet

Bisikletli ulaşımı desteklemenin en iyi yollarından birinin, işletmelerin kargo için kullandığı bisikletleri işler halde tutmaktan ve gerektiğinde tamir veya estetize etmelerine yardım etmekten geçtiğine inanıyoruz.

Bu nedenle 2019’da, Yeldeğirmeni’ndeki Küf Kafe ile “zımparasiklet” olarak isimlendirdiğimiz bir pilot uygulama başlattık. Küff Kafe’ye ait kargo bisikletine önce boya sökücü sürüp ardından spatulalar ve telli fırçalar ile giriştik. Son olarak zımparalar ile kadroyu kalan boyalardan da arındırarak, yeniden boyanmaya hazır hale getirdik. Çıplak metale tuzruhu dökerek eski ve paslı bir görünüm elde ettikten sonra, bu görüntüyü muhafaza etmek üzere mat vernik ile süreci tamamladık.

Böylece Küf’ün kullanılmayan kargo bisikleti, hem estetik hem de temiz yeni bir görüntüyle sahalara geri döndü.

Eski Bisikletler Askıda

İnsanların bir kenara attığı, bodrumda unuttuğu, eskidi diye umudu kestiği bisikletlerden biz umudumuzu hiç kesmedik. 2020’de uzun bir dönem boyunca, insanların artık kullanmadığı, kullanılacak durumda olduğuna inanmadığı, eskidiği için kullanmak istemediği bisikletleri topluyor, tamir ediyor ve sorunsuz çalışır hale getirdikten sonra ihtiyaç sahiplerine dağıtıyorduk. Bisiklet hediye etttiklerimiz çoğu zaman tek başlarına bisiklet alamayacak olan çocuklar ve göçmen çocuklardı.

Bknz: Basın Haberi

Bisikletin İçin Tasarla

Deri parçalar, eski pantolonlar, ilginç düğme veya kumaşlar…
2013’te “Bisikletin İçin Tasarla” başlığıyla Tasarım Atölyesi Kadıköy işbirliğiyle düzenlediğimiz etkinlikte, elimizde var olan veya atık haline gelen malzemelerle sürdürülebilir tasarımlar yapmak ve bisikletlerimizi bu tasarımlar sayesinde kişiselleştirmek üzerine çalıştık.
Tasarımlarımızı uzmanlar eşliğinde hep beraber yaptıktan sonra sokaklara çıktık ve “Bu senenin modası bisiklet olsun!” diye haykırdık.

Ece Eyisoy tarafından yazılan anı bloğunu okumak için tıklayın.

Eski Bisiklet Zincirlerinden Bileklikler Yaptık

Bisiklet zincirleri zaman içinde kopar, eskir ve paslanır. Ama bu, onları çöpe atmak zorunda olduğunuz anlamına gelmek zorunda mı? Bizce hayır!

Tasarım Atölyesi Kadıköy’de düzenlediğimiz workshoplarla, eski bisiklet zincirlerini aksesoarlara nasıl dönüştüreceğimizi öğrendik. Zincirleri eskittiğiniz günlerin anısını, takılarınızda taşıyabilirsiniz, biz öyle yapıyoruz.

Patlak Lastik Yamama Atölyelerimiz

Benimsediğimiz öznel bir engellilik tanımı var: Patlayan lastiği yamamayı bilmeyen herkes engellidir!

Patlayan lastikleri mümkün olduğunca uzun süre kullanıyor, atık haline getirmiyor ve birlikte yamıyoruz. Tasarım Atölyesi Kadıköy’de ve Moda2 çimenlerinde düzensiz aralıklarla ama sürekli, patlayan lastiğin nasıl yamamanacağına dair atölyeler düzenliyoruz. Böylece bir tura çıkan Engelsiz Pedal gönüllülerinden her biri, patlattığı lastiği kendisi hızlıca yamayabiliyor:

Kategoriler
Kentsel tasarım ve bisiklet Sürdürülebilir yaşam ve doğa

Empatik Pedal

Herkes için erişilebilir kamusal alanların inşasında, önemli aktörlerden biri de yerel yönetim çalışanlarıdır. Bu kişilerin hayata geçirmeyi düşündükleri hizmetleri herkesin eşit şekilde faydalanabileceği bir şekilde planlaması, “kimsenin toplumsal düzen veya kamusal alanın tasarımı” sebebiyle engellenmediği bir gelecek açısından çok kritiktir.

Bu nedenle biz kamusal alanların, “engelliler için” değil, “engelliler ile birlikte” tasarlanması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca bize göre, “engelliler ile birliktelik” süreci, yani kamusal alanın tasarımında söz hakkı olması gereken herkesin iletişim süreci, bir iletişim tasarımı gerektiriyor.

Geleneksel bakış açısı, yerel yönetim çalışanlarının ve engellilerin bir araya getirilmesi için kahvaltılı veya yemekli buluşmalar düzenlemekle, toplantılar organize etmekle sınırlıdır. Bu gibi organizasyonlar öyle kalıplaşmış ve öyle içi boşaltılmıştır ki, günün sonunda genellikle kimsenin kendisini ifade edemediği, yöneticiler dışındakilerin söz almaktan çekindiği, yaratıcılıktan uzak ve sonuçsuz süreçlere dönüşürler.

Biz bu bakış açısını tersine çevirmeyi; formal usülden uzak, insanların inisiyatif almaya cesaret edebilecekleri, birlikte planlamak için değil birlikte eğlenmek için bir araya gelinen, “arkadaşlık” eksenli süreçler kurgulamayı öneriyoruz. Çünkü ancak bu şekilde, tarafların kendilerini birbirlerinin yerine koyduğu gerçek empatilerden bahsedilebilir.

Nasıl?

Empatik Pedal kavramsallaştırmasıyla tasarladığımız süreçlerde tandem bisikleti;
Kamusal alanın tasarımından sorumlu yerel yöneticileri, yani elinde şehrin dokusunu değiştirme gücü bulunan peyzaj mimarı, şehir bölge planlamacısı, belediye başkan yardımcısı, şube müdürü, birim şefi gibi karar vericileri şehirde yaşayan ve kamusal alana erişmekte güçlük yaşayan insanlarla bir araya getirecek,
Ayrıca ilgili bölümlerde eğitim gören ve gelecekte bu pozisyonlarda çalışması muhtemel üniversite öğrencilerini meseleye dahil edecek,
Böylece herkes için erişilebilir bir kamusal alanı mümkün kılan bir çalışmaya önayak olacak bir “iletişim biçimi” olarak öneriyoruz.

Tandem üzerinde bir araya gelecek kişilerin(yerel yöneticiler ve kamusal alana erişimi engellenen kesimlerden insanlar), bisiklet kamusal alanda karşılaştığı engelleri aşabilsin diye ortak refleks göstermesi ve kenti birlikte keşfetmesi, iletişim tasarımımızın temel noktasıdır. Bir bisikletin giremediği, çıkıp inemediği kaldırımlara bir engelli aracı, bebek arabalı bir anne veya beyaz bastonuyla bir görme engelli de erişmekte zorlanabilir. Oysa evrensel tasarım ilkelerine göre tasarlanmış bir kentte, bir tandem bisikletin veya bir bebek arabasının, bir görme engellinin veya bir tekerlekli sandalyenin erişemeyeceği hiçbir yer var olamaz.

Empatik Pedal Sürecinin Tarafları Kimler?

Herkes için erişilebilir bir kent tasarlamak amacıyla tandem üzerinde bir araya getirmeyi planladığımız kesimler şunlardır:

  1. Kentsel tasarımda söz hakkı bulunan yöneticiler(belediye çalışanları gibi).
  2. Kamusal alana erişmekte problem yaşayan insanlar(fiziksel engel grupları gibi).
  3. Kamusal alanın tasarımında evrensel tasarım ilkelerinin uygulanması için yöneticilere destek olabilecek STÖler(Engelsiz Pedal Derneği gibi).
  4. Mimarlık gibi bölümlerde okuyan ve gelecekte kent tasarımından sorumlu olacak üniversite öğrencileri.

Bu kesimlerin bir araya gelerek birlikte bisiklet süreceği, kenti birlikte keşfedeceği ve birlikte tasarlayacağı bir geleceğin, taraflardan her birinin birbirini tanımasından ve birlikte yol almasından geçtiğine inanıyoruz. Bu nedenle her bir tarafın yakından iletişim kurabileceği, birbirini dinleyebileceği ve fikir alışverişinde bulunabileceği alanlar yaratmak için sürekli yeni fikirler üretiyoruz.

İşte Bazı Örnekler!

Yerel yöneticiler ile kamusal alana erişimi engellenen insanlar arasındaki iletişimi güçlendirmek için, uzun yıllardır işbirliği halinde olduğumuz Tasarım Atölyesi Kadıköy başta olmak üzere pek çok mekanda bu iki gruptan insanları bir araya getirecek etkinlikler ve organizasyonlar düzenledik.
Belediye çalışanlarıyla engelli insanları aynı tandem üzerinde buluşturacak sürüşler organize ettik.

2011 ve takip eden yıllarda, Mimarlar Odası’nın düzenlediği ve bütün yaz süren “Kent Düşleri” atölyelerine katılan mimarlık bölümü öğrencilerine; projelerine bisiklet yollarıni dahil etmeleri, bisiklet kültürünü projelerine eklemlemeleri, bisikletin ve dahil olduğu evrensel tasarım ilkelerine uygun bir proje ortaya çıkartabilmeleri için mentörlük veriyorduk.

Yine aynı dönemlerde, üniversitelerin mimarlık ve şehir bölge planlama bölüm başkanlıklarıyla koordineli bir şekilde, öğrencilerin yapacakları tasarımlara bisiklet yollarını bütüncül bir şekilde nasıl dahil etmeleri gerektiğine dair sunumlar gerçekleştiriyorduk.

2014’te Yine Tasarım Atölyesi Kadıköy ile işbirliği yaparak, engellilerle mimarları, tasarımcılarla kent planlayıcılarını, kısacası konunun bütün paydaşlarını bir araya getiren, Engelsiz Günler isimli iki haftalık bir etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinlikte alanında uzman pek çok konuşmacı, toplumdaki engellilik algısından evrensel tasarım ilkelerine kadar pek çok farklı konuda sunumlar gerçekleştirdi.

Daha fazla ayrıntı için bknz: Basın haberi, Empatiksen Sempatiksin